Mary dehşete düşmüş görünüyordu.
- Mary looked horrified.
Tom dehşete düşmüş olmalı.
- Tom must've been horrified.
Tom görünce dehşete kapılmıştı.
- Tom was horrified at the sight.
Onun ebeveynleri dehşete kapılmıştı.
- His parents were horrified.
No one was more horrified than Chauncey Goodrich, scion of an old, elite family in Hartford.