Bu yer yüzmek için elverişli.
- The place is convenient for swimming.
İstasyona çok yakın yaşamak elverişlidir.
- It's convenient living so close to the station.
Ne zaman sizin için uygun olurdu?
- When would it be convenient for you?
Onun hakkında konuşmak için uygun bir zaman değil, değil mi?
- It's not a convenient time to speak about that, is it?
Gözlükler benim için kontakt lenslerden daha kullanışlıdır.
- Glasses are more convenient for me than contact lenses.
Bu kelime-işlemci çok kullanışlıdır.
- This word-processor is very convenient.
Evim tren istasyonu yakınında, uygun bir yerde bulunur.
- My house is located in a convenient place - near the train station.
İstasyona çok yakın yaşamak elverişlidir.
- It's convenient living so close to the station.
... It's just socially more convenient that way than ...
... people don't do what they say they believe they do what's convenient ...