Bu ucuz değildi, değil mi?
- This wasn't cheap, was it?
Gıda ve giyim tezgahlarındaki ürünler çok ucuz.
- Goods at the food and clothing stalls were very cheap.
Onun mallarının yarısı ucuza satıldı.
- Half her goods were sold cheap.
Sanırım başka bir mağazada onu daha ucuza bulabilirim.
- I think I can find it cheaper at another store.
Böyle bir cimri olma.
- Don't be such a cheapskate.
Sen böyle bir cimrisin.
- You're such a cheapskate.
O, adi davranış sergiledi.
- He behaved in a cheap manner.
Yapması kolaydır ve ucuzdur.
- It's easy to make and it's cheap.
... And silicon is very, very cheap. ...
... with cheap tires, Governor Romney said I was being protectionist; that it wouldn't be ...