Er ya da geç onun olacağı zorunluydu.
- It was bound to happen sooner or later.
O şekilde olması zorunluydu.
- It was bound to happen that way.
Daha çok çalışmazsan, kesinlikle başarısız olursun.
- You are bound to fail unless you study harder.
Tom kesinlikle yarışı kaybedecek.
- Tom is bound to lose the race.
İyi bir antrenörle, yüzücü mutlaka kazanır.
- With a good trainer, the swimmer is bound to win.
The leaking fuel tank was bound to explode sooner or later.
... I mean something bad is bound to happen ...