O bir sonraki romanı için büyük bir avans aldı.
- She received a large advance for her next novel.
Tom'un patronu ona bir haftalık ücreti avans verdi.
- Tom's boss advanced him a week's wages.
Tıp bilimi çarpıcı bir ilerleme gösterdi.
- Medical science has made a dramatic advance.
Düşmanın ilerlemesini durdur.
- Stop the enemy's advancement.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
- Recent advances in medicine are remarkable.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
Mary Tom'un avantajlarını geri çevirdi.
- Mary turned down Tom's advances.
Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
- Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Onların cihazı son derece gelişmiş.
- Their equipment is extremely advanced.
Peşin ödemek zorundasın.
- You have to pay in advance.
Kaça mal olacağını ona peşinen sorsan iyi olur.
- You had better ask him in advance how much it will cost.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
Buluşma tarihini ileri aldık.
- We advanced the date of the meeting.
Ordu tepeye kadar ilerledi.
- The army advanced up the hill.
Düşmanın ilerlemesini durdur.
- Stop the enemy's advancement.
Müdür, toplantıda bir öneri ileri sürdü.
- The manager advanced a proposal at the meeting.
Matbaanın icadı önemli bir teknolojik gelişmeydi.
- The invention of the printing press was a major technological advance.
Peşin olarak ödemek zorundayız.
- We have to pay in advance.
Biletler peşin olarak 30 dolar ya da gösteri gününde 35 dolar.
- Tickets are $30 in advance, or $35 on the day of the show.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
- Japanese industry has made great advances since the war.
Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
- Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
- You may as well say it to him in advance.
Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
- It would be to your advantage to prepare questions in advance.
The scouts found a site for an advance base.
to advance the price of goods.
to advance an argument.
... Standing on two feet is a revolutionary advance. ...
... MALCOLM GLADWELL: And they advance ...