Tom kabul edilmek istedi.
- Tom wanted to be accepted.
Senin yanına oturabilir miyim?
- Can I sit beside you?
Nerede oturmak istiyorsun?
- Where do you want to sit?
Bu küresel şirket genel olarak kabul görmüş muhasebe ilkelerini izliyor.
- This global company follows generally accepted accounting principles.
Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.
- The argument that smoking is injurious has become accepted.
Bu konuyla ilgili rican kabul edildi.
- Your request of this matter has been accepted.
MasterCard ve Visa kabul edilmektedir.
- MasterCard and Visa are accepted.
Girişler artık kabul edilmektedir.
- Entries are now being accepted.
Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
- They accepted him as the city's best doctor.
Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
- In brief, you should have accepted the responsibility.
Onun davetini kabul ettim.
- I accepted her invitation.
Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
- They accepted her as the city's best doctor.
Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.
- I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.
Tom her zaman ön sırada oturmak ister.
- Tom always wants to sit in the front row.
Your apology's accepted.
- Your apology is accepted.
Your apology is accepted.
- Your apology's accepted.
... It's the kind of person who gets accepted by Harvard ...
... as the number of papers you get accepted ...