Tehlike şudur, İbranice pazarda ama İngilizce üniversitelerde konuşulacak.
- The danger is that Hebrew will be spoken in the bazaar, but English in the universities.
Yarın, sabah pazarına gidelim.
- Tomorrow let's go to the morning bazaar.
Çarşının etrafında dolaşalım.
- Let's stroll around the bazaar!
Garip değil mi? - Yabancı biri yerli birine çarşıda nasıl pazarlık yapılacağını gösteriyor.
- Isn't it strange?--A foreigner showing a local how to bargain at the bazaar.
... on the balanced first the small harbor below the egyptian bazaars and hustling ...