bazı teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- some
I'm having some problems compiling this software.
- Bu yazılımı derlerken bazı sorunlarla karşılaşıyorum.
Some read books just to pass time.
- Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
- some, certain
- sometimes
There are sometimes blizzards in Kanazawa.
- Bazı zamanlar Kanazawa'da tipi olur.
Tiny mistakes can sometimes lead to big trouble.
- İnce hatalar bazı zamanlar büyük problemlere yol açar.
- 1.some, certain; some of
- certain
You can't communicate without a basic understanding of certain rules.
- Bazı temel kuralları bilmeden iletişim kuramazsın.
Tom certainly has some pretty old-fashioned ideas.
- Tom'un kesinlikle bazı oldukça eski-moda fikirleri var.
- a few
Mary and some other women were here for a few hours.
- Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.
Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- sundry
- {i} pad
- any
Any mushroom can be eaten, but some only once.
- Herhangi bir mantar yenilebilir fakat bazıları sadece bir kez.
Some people say there shouldn't be any secrets between friends.
- Bazı insanlar arkadaşlar arasında herhangi bir sır olmaması gerektiğini söylüyorlar.
- bazı bakımlardan
- in some ways
- bazı duygular
- some feelings
- bazı haftalar
- some weeks
- bazı hususların açıklığa kavuşması
- to clarify some subjects
- bazı hususların açıklığa kavuşması
- clarification of some points
- bazı yönlerden
- in some aspects
- bazı yönlerden
- in some ways
- bazı yönleri
- some aspects of it
- bazı bazı
- now and then from time to time
- bazı bazı
- now and then, from time to time, off and on
- bazı değerli eşyalarımı emanet kasasına koymak istiyorum
- I would like to put some valuables in the safe deposit box
- bazı insanlar
- some people
Some people hate to argue.
- Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.
Some people in the world suffer from hunger.
- Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
- bazı konularda
- in some respects
- bazı sözcükleri çıkarılmış
- elliptical
- bazı sözcükleri çıkarılmış
- elliptic
- bazı testler yaptırmanız gerekiyor
- You have to do some tests
- bagajım kırılmış ve bazı şeyler eksik
- My baggage is broken
- makyaj bazı
- make-up base
- zaman bazı
- (Askeri) time base
- Savunma Karargahı Başkanı (Kanada), Genelkurmay Başkanı (Bazı ülkelerde); Kutuyl
- (Askeri) Chief of Defense Staff (Canada); container delivery system
- boya bazı
- dye base
- harita bazı
- (Havacılık) chart base
- neon zaman bazı
- neon time base
- oksidasyon bazı
- oxidation base
- sanırım bazı fotoğraflar karanlık çıkmış
- I think some of these photos are underexposed
- valizim kırılmış ve bazı şeyler eksik
- My suitcase is broken and some things are missing
- yoğunlaşma izi: bazı şartlar altında uçuş halindeki bir füze veya diğer araç ger
- (Askeri) condensation trail