O kırmızı defne meyvesini seviyor.
- She likes red bayberries.
Bu körfeze New York Harbor denir.
- This bay is called New York Harbor.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
- The oil spill polluted the bay.
Cumbayı açmak için sadece butona basmalısınız.
- You have only to push the button to open the bay window.
Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.
- We were granted the privilege of fishing in this bay.
bay colour:.
both you here with many a cursed oth, / Sweare she is yours, and stirre vp bloudie frayes, / To win a willow bough, whilest other weares the bayes.
Mister Gipuzkoa won the title of Mister Spain in 1999.
- Bay Gipuzkoa 1999 yılında Bay İspanya ünvanını kazandı.
Hey mister, you forgot your coat!
- Hey bayım, ceketini unuttun!
Sir, do we have to write in ink?
- Bayım, mürekkeple yazmak zorunda mıyız?
Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?
- Sigaraları azaltmaktansa, bayım, niçin onları bırakmıyorsun.
I'm not sure if it's a male or a female.
- Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.
Do you think a male Gemini would get on well with a female Pisces?
- Bir erkek ikizin bir bayan balıkla geçineceğini düşünüyor musun?
As she is a lady, so he is a gentleman.
- O bir bayan olduğu için, bu yüzden o bir beyefendi.
Mr. Hawk is a kind gentleman.
- Bay Hawk nazik bir beyefendidir.
Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
- Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
Ladies and gentlemen, I would like you to listen to my opinion.
- Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum.
Ladies and Gentlemen, we have now landed at Tokyo International Airport.
- Bayanlar ve Baylar, şu anda Tokyo Uluslararası Havaalanı'na inmiş bulunmaktayız.
I'd like to make a person-to-person call to Mrs. Richards.
- Bayan Richards'la şehirler arası ihbarlı konuşma yapmak istiyorum.
Tom is quite rich, isn't he?
- Tom bayağı zengin, değil mi?