The lady, whom you talked to, is my sister.
- Konuştuğun bayan benim kız kardeşimdir.
Don't get sassy with me young lady!
- Bana sırnaşmayın genç bayan!
I'm sorry, madam. There must be some mistake.
- Üzgünüm bayan. Bir hata olmalı.
At your service, madam!
- Hizmetinizdeyim, bayan!
I am married to a Polish woman.
- Polonyalı bir bayanla evlendim.
Children of Łazarz think their mother Felicja is the most beautiful woman in the world.
- Łazarz'nın çocukları, anneleri Felicja'nın dünyadaki en güzel bayan olduğunu düşünüyorlar.
My boyfriend has a lot of female friends.
- Erkek arkadaşımın bir sürü bayan arkadaşı var.
I know that my Chinese female friends enjoy my disciplining them.
- Çinli bayan arkadaşlarımın onları disipline sokmamdan hoşlandıklarını biliyorum.
An ugly wife is a good fence around the garden.
- Çirkin bir bayan eş bahçenin etrafındaki iyi bir çit gibidir.
My wife sings in the ladies' choir.
- Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.
She is another Madame Curie.
- O başka bir Bayan Curie.
The lady's funeral was held at the local church.
- Bayanın cenazesi yerel kilisede düzenlendi.
The lady's behaviour was always dignified.
- Bayanın davranışı her zaman onurluydu.
Miss Thomas teaches us history.
- Bayan Thomas bize tarih öğretiyor.
Do you know how old Miss Nakano is?
- Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?
It's customary for waiters and waitresses to introduce themselves using only their first names.
- Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.
Have you ever hired a maid?
- Hiç bir bayan hizmetçiyi işe aldın mı?
There are very beautiful women.
- Çok güzel bayanlar var.
The women of France are beautiful.
- Fransa'nın bayanları güzeldir.
They made a fool of him in the presence of ladies.
- Bayanların huzurunda onu aptal yerine koydular.
Ladies and gentlemen, due to an accident at the airport, our arrival will be delayed.
- Bayanlar baylar, havaalanındaki bir kaza sebebiyle varışımız gecikecek.