bayağılaşma

listen to the pronunciation of bayağılaşma
Türkçe - İngilizce
self abasement
self-degradation, act or habit of belittling oneself
bayağı
banal
bayağı
{s} coarse
bayağı
vulgar
bayağı
pretty

It was pretty ballsy of you to stand up to the boss like that. - Patrona o şekilde karşı çıkman bayağı büyük cesaretti.

Tom is pretty sure that he'll pass today's exam. - Tom bugünkü sınavı geçeceğinden bayağı emin.

bayağı
quite

Tom is quite ugly, isn't he? - Tom bayağı çirkin, değil mi?

Your son must be quite tall by now. - Oğlun şimdiye kadar bayağı boy atmış olmalı.

bayağı
{s} cheap
bayağı
rather
bayağı
common
bayağı
hackney
bayağı
coarse, vulgar; ordinary, plain, banal, common; quite, simply, just, entirely
bayağı
{s} lewd
bayağı
commonplace
bayağı
(Argo) goop
bayağı
properly
bayağı
sleazy
bayağı
absolutely
bayağı
sure

Tom is pretty sure that he'll pass today's exam. - Tom bugünkü sınavı geçeceğinden bayağı emin.

bayağı
simply
bayağı
trivial
bayağı
bastard
bayağı
notably
bayağı
low
bayağı
menial
bayağı
menfolk
bayağı
run-of-the-mill
bayağı
poor
Bayağı
chamaeleo
bayağılaşmak
Common Integrated
bayağı
ordinary
bayağı
low camp
bayağı
dastardly
bayağı
low-class
bayağı
tolerably
bayağı
no class
bayağı
common as dirt
bayağı
ordinary, plain, common
bayağı
coarse, vulgar, low
bayağı
coarse grained
bayağı
shoddy
bayağı
altogether, simply, just plain
bayağı
inferior
bayağı
prosaic
bayağı
debased
bayağı
run of the mill
bayağı
camp
bayağı
plebeian
bayağı
little
bayağı
corrupt
bayağı
goodish
bayağı
mean
bayağı
corny
bayağı
caitiff
bayağı
low class
bayağı
{s} tawdry
bayağı
ribald
bayağı
unexceptional
bayağı
runofthemill
bayağı
wicked
bayağı
ornery
bayağı
mediocre
bayağı
piddle
bayağı
prosaic,ical
bayağılaşmak
to become vulgar
bayağılaşmak
to coarsen, become vulgar
Türkçe - Türkçe
Bayağılaşmak durumu
Bayağılaşmak durumu: "Tek kusuru devre devre bayağılaşması..."- R. H. Karay
Bayağılaşmak
düşmek
Bayağılaşmak
sıradanlaşmak
Bayağılaşmak
alçaklaşmak
bayağı
Her zamanki gibi olan, hiçbir özelliği bulunmayan: "Kardeşimi birdenbire çok bayağı buldum."- P. Safa
bayağı
Hemen hemen, âdeta
bayağı
Aşağılık, pespaye: "Bütün hareketleri adi, kaba ve bayağı idi."- Ö. Seyfettin
bayağı
Kibar olmayan, basit, adi, sıradan, amiyane, banal
bayağı
Çok iyi, pekâlâ
bayağı
Kibar olmayan, basit, adi, sıradan, amiyane, banal: "Çapkınlığı, çok iğrenç ve bayağı çapkınlık."- M. Yesarî
bayağı
Aşağılık, pespaye
bayağı
Gerçekten, çok, oldukça, epey
bayağı
Gerçekten, çok, oldukça, epey: "Bayağı, çocuk gibi sevinirim limonun yarısının durduğuna."- S. F. Abasıyanık. Çok iyi, pekâlâ
bayağı
Her zamanki gibi olan, hiçbir özelliği bulunmayan
bayağılaşmak
Bayağı bir durum almak, bayağı bir duruma girmek: "Bayağılaşmış gibi kendimden iğreniyordum."- F. R. Atay
bayağılaşmak
Bayağı bir durum almak, bayağı bir duruma girmek
bayağılaşma