Yanlış yapmak yok: Biz birliklerimizi Afganistan'da tutmak istemiyoruz. Biz orada askeri üs aramıyoruz.
- Make no mistake: we do not want to keep our troops in Afghanistan. We seek no military bases there.
Soğuk Savaş döneminde Küba ve Vietnam'da Sovyet deniz ve hava deniz üsleri vardı.
- In the Cold War era, Soviet naval and air bases existed in Cuba and Vietnam.
Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.
- Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2.
Bodrum duvarında bazı çatlaklar var.
- There are some cracks in the basement wall.
Senin suçlamalarının tümü temelsizdir. O masumdur ve biz bunu kanıtlayacağız.
- All of your accusations are baseless. She is innocent, and we will prove that.
Temelsiz spekülasyonlar.
- Baseless speculations.
Birçok biyometrik sistem parmak izi tarayıcısı tabanlıdır.
- Many biometric systems are based on the fingerprint scanner.
Koninin tabanı bir dairedir.
- The base of a cone is a circle.
Felsefe taşı baz metalleri altına dönüştürebilen efsanevi bir maddeydi.
- The philosopher's stone was a legendary substance capable of turning base metals into gold.
Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar.
- Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver.
Hiçbir şey korkuya dayalı saygıdan daha aşağılık değildir.
- Nothing is more contemptible than respect that is based on fear.
Hiçbir şey korku temelli saygıdan daha aşağılık değil.
- Nothing is more contemptible than respect based on fear.
Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar.
- Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver.
Kar fırtınasında ana kampımıza geri dönmeyi çok zor bulduk.
- We found it very hard going back to our base camp in the blizzard.
Bu hikaye gerçeklere dayanmaktadır.
- This story is based on facts.
Komedyenler şakalarını şiddetli ölüm ya da ciddi kazalar gibi trajik durumlara dayandırırlar.
- Comedians base their jokes on tragic situations like violent death or serious accidents.
Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır.
- Geometry is based on points, lines and planes.
Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.
- Corsairfly is an airline based in Paris.
Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.
- The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.
Tom bodruma doğru yürüdü.
- Tom walked down into the basement.
Doğrulama yöntemi Bowling'in raporlarına da dayanıyordu.
- The validation methodology was based also on Bowling's reports.
Toplam dürüstlüğe dayalı bir ilişki başarısızlığa mahkûmdur.
- A relationship based on total honesty is bound to fail.
Ne zaman beyzbolu sevmeye başladın?
- When did you start liking baseball?
Spordan hoşlanır mısın? Evet, özellikle beyzboldan hoşlanırım.
- Do you like sports? Yes, I especially like baseball.
Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında.
- Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games.
Tipi artınca denemeyi iptal edip ana kampa geri indik.
Tom, Boston'da yerleşik.
- Tom is based in Boston.
Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.
- Corsairfly is an airline based in Paris.
Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.
- The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.
Görüşün gerçeğe dayalı değil.
- Your argument is not based in fact.
Hikaye gerçeğe dayalıdır.
- The story is based on fact.
Senin suçlamalarının tümü temelsizdir. O masumdur ve biz bunu kanıtlayacağız.
- All of your accusations are baseless. She is innocent, and we will prove that.
Temelsiz spekülasyonlar.
- Baseless speculations.
İnsanlara milliyet, cinsiyet veya meslek temelinde ayrımcılık yapmayın.
- Don't discriminate against people based on nationality, gender, or occupation.
Hiçbir şey korku temelli saygıdan daha aşağılık değil.
- Nothing is more contemptible than respect based on fear.
Armonk, New York'ta bulunan IBM Şirketi dünyanın en büyük bilgisayar firmasıdır.
- International Business Machines Corporation, based in Armonk, New York, is the world's largest computer firm.
Suçlamalarınızın tümü yersizdir. O masumdur ve biz bunu kanıtlayacağız.
- All of your accusations are baseless. She is innocent, and we are going to prove that.
A supporting, lower or bottom component of a structure or object.
The logarithm to base 2 of 8 is 3.
A safe zone in the children's games of tag and hide-and-go-seek.
Firstly, I continue to base most species treatments on personally collected material, rather than on herbarium plants.
When upgrading her computer she bought a new base unit but kept the screen, keyboard and mouse.
The SI unit of velocity is metres per second, derived from the base units of time and distance.
base-metal sample.
That was a soundly based argument.
It's a new film based on a best-selling novel.
The ladder is based on the even sidewalk for stability.
... We're trying to get the base thing to make happy users so ...
... base. You've said the same thing: You're going to simplify the tax code, broaden the base. ...