basarak

listen to the pronunciation of basarak
Türkçe - İngilizce
pressing
printing
overwhelming
bas
{i} bass

Basset hounds are gentle dogs. - Basset tazıları kibar köpeklerdir.

I play bass in a jazz band. - Bir caz orkestrasında bas gitar çalıyorum.

bas
bass guitar

Are you happy with your new bass guitar? - Yeni bas gitarından memnun musun?

Tom doesn't know how to play the bass guitar. - Tom nasıl bas gitar çalacağını bilmiyor.

bas
bass voice
bas
{f} press

The press is interested in his private life. - Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.

He has to have his blood pressure taken every day. - O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.

bas
{f} overwhelming
bas
imprint
bas
{f} print

This book will be printed next year. - Bu kitap, gelecek yıl basılacak.

This book is out of print. - Bu kitabın baskısı tükendi.

bas
basso

Are you still playing the bassoon? - Hâlâ bason çalıyor musun?

bas
overwhelm
bas
{f} published

He had a book on physics published. - Fizikle ilgili bir kitap bastırdı.

I wish you would make a list of the newly published books. - Keşke yeni basılmış kitapların bir listesini yapsan.

bas
{f} pressed

He pressed the brake pedal. - O, fren pedaline bastı.

The crowd pressed toward the gate. - Kalabalık kapıya doğru bastırdı.

bas
{f} pressing

The union is pressing for a ten-percent pay hike. - Sendika yüzde on oranında ücret zammı için baskı yapıyor.

Right now, we have a problem that's a little more pressing. - Şu anda, biraz daha fazla baskı yapan bir problemimiz var.

bas
bull fiddle
bas
{f} printing

Mistakes in the printing should be pointed out at once. - Baskıdaki hatalara derhal dikkat çekilmelidir.

The first printing machine was invented by Gutenberg. - İlk baskı makinesi Gutenberg tarafından icat edilmiştir.

bas
{f} print out
bas
kephale
bas
nob

He walked on tiptoe so that nobody would hear him. - O, kimse onu duymasın diye parmak uçlarına basarak yürüdü.

ayaklarının ucuna basarak
on tiptoe(s)
ayaklarının ucuna basarak yürümek
to tiptoe
ayakucuna basarak yürümek
to walk on tiptoe
bas
flush mechanism of a toilet
bas
bass; bass guitar, bass
bas
stet
bas
incuse
güm güm basarak yürümek
pound along
parmak uçlarına basarak
on tiptoe

He walked on tiptoe so that nobody would hear him. - O, kimse onu duymasın diye parmak uçlarına basarak yürüdü.

parmak uçlarına basarak
tiptoe

Tom tiptoed out of the room. - Tom parmak uçlarına basarak odadan çıktı.

You don't have to tiptoe around me. - Benim etrafımda parmak uçlarına basarak yürümek zorunda değilsin.

parmak uçlarına basarak yürüme
tiptoe
tabanına basarak yürüyen
plantigrade
tabanına basarak yürüyen hayvan
plantigrade
İngilizce - İngilizce

basarak teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

BAS
extension for a BASIC language file (Computers)
BAs
plural of BA
bas
Officers and enlisted personnel with BAS authorized on tour orders will automatically be paid BAS for each day of active duty
bas
Business Activity Statement
bas
Server used to manage data transport in ATM mode for ADSL-based Internet access offerings Each BAS on the France Télécom network is connected to approximately 10 DSLAMs (q v ) and groups the traffic handled by those devices Consequently, the area covered by a BAS is referred to by France Télécom as a platform Two ATM circuits, one "incoming" and one "outgoing", are put in place between the client and the BAS to which he or she is connected
bas
Basic source code file
bas
Battalion Aid Station
bas
Basic Allowance for Subsistance
bas
battlefield automation systems
bas
Bureau of Apprenticeship Standards
bas
British Antarctic Survey (you should know this one!) BASMU - BAS Medical Unit BAT - British Antarctic Territory BC - Base Commander BGA - Base General Assistant BGS - British Geological Survey BI - Bird Island (station code) BSD - Biological Sciences Division
bas
Beef Assurance Scheme
bas
Basic
bas
Medieval category of soft instruments, used principally for indoor occasions, as distinct from haut, or loud, instruments
bas
Block Acquisition Sequence
bas
Business Application Services A function of the CICSPlex System Management (SM) product which manages CICS resource definitions and the CICS installation process
bas
Broadband Access Server A device that provides connectivity between customer-provisioned DSL services and Network Access Provididers; ie it is the interface between Network Access Providers and Network Service Providers
İngilizce - Türkçe

basarak teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

BAS
(Askeri) iaşe bedeli, tayin bedeli; tabur yardım istasyonu (basic allowance for subsistence; battalion aid station)
basarak