The act of calling together the vassals in armed array, was entitled ‘convoking the ban.
Bare feet are banned in this establishment.
Bans is common and ordinary amongst the Feudists, and signifies a proclamation, or any public notice.
Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
- The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
Bu yere giriş yasaklandı.
- You are banned from entering this place.
ABD'nin her yerinde köleliği yasaklamak istediler.
- They wanted to ban slavery everywhere in the United States.
Restoranlarda sigara içmeyi yasaklamak çok popüler, hatta sigara içenler ile!
- Banning smoking in restaurants is very popular, even with smokers!
Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
- The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.
- Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.
Sigara içme yasağı bildirimi dün restoranın dışında yayınlandı.
- Notification of the smoking ban was posted outside the restaurant yesterday.
I'd like to have cheese in a ban.
Çocuklara yönelik amaçlanmış reklamı yasaklamalıyız.
- We should ban advertising aimed towards children.
ABD'nin her yerinde köleliği yasaklamak istediler.
- They wanted to ban slavery everywhere in the United States.