Bu iflasımızı sunmak zorunda olduğumuz anlamına mı geliyor?
- Does this mean that we have to file bankruptcy?
Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
- Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
Onun tavsiyesini uygulamadılar, sonuçta şirketleri iflas etti.
- They neglected his advice, with the result the their company went bankrupt.
Birçok küçük şirketler iflas etti.
- Many small companies went bankrupt.
Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu.
- The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.
Yüksek vergi ve kötü satış şirketi iflas ettirdi.
- High tax and poor sales bankrupted the company.
Tom iflas etmek zorunda kaldı.
- Tom was forced into bankruptcy.
Several thousand companies go bankrupt in the UK each year.
... Romney said we should let Detroit go bankrupt. I said we're going to bet on American workers ...
... And I know he keeps saying, you want to take Detroit bankrupt. Well, the president took ...