Belediye Binası önünde fırıncı fiyatlarını artırdı.
- The baker in front of City Hall increased his prices.
Wolfgang Almanya'da küçük bir köyde bir fırıncı.
- Wolfgang is a baker in a small village in Germany.
Bakkal, manav, ekmekçi, sütçü ve başkalarına da ödeme yapmalıyım.
- And I've also got to pay the grocer, the greengrocer, the bakery, the dairy and what have you.
O, ekmeği ve pastaları fırında pişirdi.
- She baked bread and cakes in the oven.
Her gün fırında pişirir misin?
- Do you bake every day?
Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
Benim şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler annenin benim için pişirmiş olduklarıdır.
- The best cookies I've ever eaten are the ones that your mother baked for me.
To bake bread.
The bread is baking at the moment.
If you happen to have small, heat-proof glass or ceramic pots in your kitchen (known as ramekins) then you can make this very easy pasta bake in fun-size, individual portions.