Belediye Binası önünde fırıncı fiyatlarını artırdı.
- The baker in front of City Hall increased his prices.
Fırıncı iyi bir adam.
- The baker is a good man.
Bakkal, manav, ekmekçi, sütçü ve başkalarına da ödeme yapmalıyım.
- And I've also got to pay the grocer, the greengrocer, the bakery, the dairy and what have you.
Tom Mary'nin fırında pişirdiği bir parça kek yedi.
- Tom ate a piece of the cake that Mary baked.
Her gün fırında pişirir misin?
- Do you bake every day?
Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
Tom onun kız arkadaşının onun için pişirdiği pastayı yemediğini itiraf etti.
- Tom admitted that he didn't eat the cake that his girlfriend had baked for him.
To bake bread.
The bread is baking at the moment.
If you happen to have small, heat-proof glass or ceramic pots in your kitchen (known as ramekins) then you can make this very easy pasta bake in fun-size, individual portions.