bakımlar

listen to the pronunciation of bakımlar
Türkçe - İngilizce
maintenance
maintenances
bakım
maintenance

Tatoeba.org is offline for maintenance. - Tatoeba.org bakımdan dolayı çevrimdışıdır.

Our website is offline for scheduled maintenance. We expect to be back online by 2:30 GMT. - Web sayfamız zamanlanmış bakımdan dolayı çevrimdışıdır. GMT 2.30'da yeniden çevrimiçi olmayı bekliyoruz.

bakım
overhaul
bakım
care

Care has made her look ten years older. - Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı.

Care aged him quickly. - Bakım onu çabuk yaşlandırdı.

bakım
aspect
bakım
respect

I'm no different than you are in that respect. - O bakımdan senden farklı değilim.

In that respect, my opinion differs from yours. - O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.

bakım
regard
bakım
{i} custody
bakım
support
bakım
{i} nurture
bakım
cure
bakım
sicily
bakım
treatment
bakım
oversight
bakım
viewpoint
bakım
servicing
bakım
trust
bakım
point of view
bakım
charge
bakım
greenkeeping
bakım
attention

Tom needs proper medical attention. - Tom'un uygun tıbbi bakıma ihtiyacı var.

You require medical attention. - Tıbbi bakıma ihtiyacın var.

bakım
{i} way

In a way, Susie seems like my mother. - Bir bakıma, Susie anneme benziyor.

My sister and I are different in every way. - Kız kardeşim ve ben her bakımdan farklıyız.

bakım
{i} keep

TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state. - TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.

bakım
maintenance; care, attention; viewpoint, point of view, respect, way
bakım
attention; maintenance
bakım
viewpoint, point of view
bakım
of nursing
bakım
keeping
bakım
handling
bakım
glance, look
bakım
nursing

Tom was put in a nursing home. - Tom bir bakımevine kondu.

bakım
nurse

The blind nurse devoted herself to caring for the elderly. - Kör hemşire kendini yaşlıların bakımı için adadı.

bakım
of care

Babies need a lot of care. - Bebeklerin bakıma çok ihtiyacı vardır.

bakım
care, attention, upkeep
bakım
service

I took my car to have it serviced today. - Bugün arabamı bakım yaptırmaya götürdüm.

The car needs a service. - Arabanın bakıma ihtiyacı var.

bakım
(Hukuk) maintanence
bakım
upkeep
bakım
attendance
bakım
point of view; care
bakım
nurseling
bakım
{i} nursling
bakım
standpoint

He is inclined to look at everything from the standpoint of its practicality and is neither stingy nor extravagant. - O her şeye pratikliği bakımından bakma eğilimindedir ve ne pinti ne de savurgandır.

bakım
aftercare
Türkçe - Türkçe

bakımlar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

bakım
Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek veya emek verme biçimi
bakımlar