O, karışıklıktan yararlanarak ortadan kayboldu.
- He disappeared, taking advantage of the confusion.
Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
- Confusion arose from the accident.
O, kaçmak için kargaşadan yararlandı.
- She took advantage of his confusion to escape.
Her yerde çığlık ve kargaşa vardı.
- There was shouting and confusion everywhere.
Tom, Mary'nin yüzünde bir şaşkınlık bakışı gördü.
- Tom saw a look of confusion on Mary's face.
Elektrik kesildiğinde herkes şaşkınlık içinde koşuşturuyordu.
- When the electricity went off everyone was rushing about in a state of confusion.
O sadece beni şaşırtıyor.
- That just baffles me.
Onun belleği beni şaşırtıyor.
- His memory baffles me.
Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki?
- Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?
Onun belleği beni şaşırtıyor.
- His memory baffles me.