Onlar sağlam ayakkabı değiller.
- They aren't such a bad lot.
Bir zamanlar İngiltere'de çok kötü bir kral yaşarmış.
- Once there lived a very wicked king in England.
Kötü şeyler yapmayın.
- Don't do wicked things.
Pinokyo, seni yaramaz çocuk!
- Pinocchio, you wicked boy!
Cinderella'nın iki aşağılık üvey kız kardeşi vardı.
- Cinderella had two wicked stepsisters.
But he's a bad lot, is the master — a thorough bad lot, take my word for it, and I'm one as knows him well — too well, by a deal.