We go back a long way, and she's always kept in touch , always been there for me.
Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda, eve geri dönüş yolunu asla bulmayacaksın.
- You'll never find the way back home, through narrow streets of cobblestone.
Dün gece otele dönüş yolumu bulmada sıkıntı yaşadım.
- I had trouble finding my way back to my hotel last night.
Ben mağazada durdum ve dönüş yolumda biraz süt aldım.
- I stopped at the store and got some milk on my way back.
O, geri dönüş yolunu bulamadı.
- She could not find her way back.