He is proud of the fact that he has never consulted a doctor in his life.
- O, hayatında bir doktora hiç başvurmamış olması gerçeğiyle gurur duymaktadır.
You should consult the dictionary.
- Sözlüğe başvurmalısın.
Tom is ready to resort to violence in order to get what he wants.
- Tom istediğini almak için şiddete başvurmaya hazır.
No matter how angry he was, he would never resort to violence.
- Onun nasıl kızdığı önemli değil, o asla şiddete başvurmaz.
I'd like to apply for a visa.
- Bir vize için başvurmak istiyorum.
I'd like to apply for a job.
- Bir iş için başvurmak istiyorum.
I had to resort to threats to get my money back.
- Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.
It is sometimes acceptable to resort to violence.
- Şiddete başvurmak bazen kabul edilebilir.
Tom asked Mary to find out how to apply for a visa.
- Tom Mary'den vize için nasıl başvurulacağını öğrenmesini rica etti.
Regardless of age, everybody can apply for it.
- Yaşı ne olursa olsun, herkes iş için başvuruda bulunabilir.
I had to resort to threats to get my money back.
- Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.
It is sometimes acceptable to resort to violence.
- Şiddete başvurmak bazen kabul edilebilir.
He had to call on all his experience to carry out the plan.
- O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı.
I'd like to apply for that position.
- O pozisyon için başvurmak istiyorum.
I'd like to apply for a job.
- Bir iş için başvurmak istiyorum.
I can fall back on my savings if I lose my job.
- İşimi kaybedersem tasarruflarıma başvurabilirim.
Many families had lost their savings during the war and had nothing to fall back on.
- Birçok aile savaş sırasında tasarruflarını kaybetmişlerdi ve başvuracakları hiçbir şeyleri yoktu.
She appealed to me for help.
- O, yardım için bana başvurdu.
Tom appealed to us for help.
- Tom yardım için bize başvurdu.
We should appeal to reason instead of resorting to violence.
- Şiddete başvurma yerine aklımızı kullanmalıyız.
I had to resort to threats to get my money back.
- Paramı geri almak için tehditlere başvurmak zorunda kaldım.
We should not resort to violence.
- Şiddete başvurmamalıyız.
The speaker sometimes referred to his notes.
- Konuşmacı bazen notlarına başvurdu.
A dictionary is an excellent reference book.
- Bir sözlük mükemmel bir başvuru kitabıdır.
We need to apply to the bank for a loan.
- Bir kredi için bir bankaya başvurmamız gerekiyor.
Apply to the office for further details.
- Daha çok bilgi için ofise başvurun.