Tom asked Mary to find out how to apply for a visa.
- Tom Mary'den vize için nasıl başvurulacağını öğrenmesini rica etti.
Regardless of age, everybody can apply for it.
- Yaşı ne olursa olsun, herkes iş için başvuruda bulunabilir.
Many families had lost their savings during the war and had nothing to fall back on.
- Birçok aile savaş sırasında tasarruflarını kaybetmişlerdi ve başvuracakları hiçbir şeyleri yoktu.
I can fall back on my savings if I lose my job.
- İşimi kaybedersem tasarruflarıma başvurabilirim.
She appealed to me for help.
- O, yardım için bana başvurdu.
They appealed to us for help.
- Onlar yardım için bize başvurdular.
We should appeal to reason instead of resorting to violence.
- Şiddete başvurma yerine aklımızı kullanmalıyız.
Tom is ready to resort to violence in order to get what he wants.
- Tom istediğini almak için şiddete başvurmaya hazır.
No matter how angry he was, he would never resort to violence.
- Onun nasıl kızdığı önemli değil, o asla şiddete başvurmaz.
The speaker sometimes referred to his notes.
- Konuşmacı bazen notlarına başvurdu.
Writers often refer to a dictionary.
- Yazarlar genellikle bir sözlüğe başvururlar.
Apply to the office for further details.
- Daha çok bilgi için ofise başvurun.
Tom encouraged me to apply to Harvard.
- Tom, Harvard'a başvurmam için beni yüreklendirdi.