başlat

listen to the pronunciation of başlat
Türkçe - İngilizce
initialize
{f} initiated
originate
(Bilgisayar) launch

They decided to launch a major attack. - Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.

Japan launched a new invasion of China in July, 1937. - Japonya, 1937 Temmuz ayında yeni bir Çin işgali başlattı.

(Bilgisayar) start

Act too forcefully and you'll start a war. - Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.

Let's get the party started. - Haydi partiyi başlatalım.

(Bilgisayar) resume

The United Kingdom and Iran resumed their diplomatic relations. - Birleşik Krallık ve İran diplomatik ilişkilerini yeniden başlattılar.

start up

Tom can't get his computer to start up. - Tom bilgisayarını başlatamıyor.

inaugurate
induct
trigger off
initiate

I'll do my best often means I won't initiate anything. - Ben elimden geleni yapacağım sık sık Ben bir şey başlatmayacağım anlamına gelir.

{f} initiating
start#up
started

I wonder who started that rumor. - O söylentiyi kimin başlattığını merak ediyorum.

Tom can't stay for long so let's get the meeting started. - Tom uzun süre kalamaz bu yüzden toplantıyı başlatalım.

başla
begin

Birth is, in a manner, the beginning of death. - Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.

Let's go back before it begins to rain. - Yağmur başlamadan önce geri dönelim.

başla
began

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

başla
(Bilgisayar) run

The dog began to run. - Köpek koşmaya başladı.

They began to run all at once. - Hep birden koşmaya başladılar.

diski başlat
(Bilgisayar) initialize disk
hizmeti başlat
(Bilgisayar) start service
hızlı başlat
(Bilgisayar) quick launch
oyunu yeniden başlat
(Bilgisayar) restart game
tekrar başlat
(Bilgisayar) restart game
uygulama başlat
(Bilgisayar) app start
başla
{f} beginning

Birth is, in a manner, the beginning of death. - Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.

All beginnings are difficult. - Bütün başlangıçlar zordur.

başla
log on
başla
begun

My memory of her has begun to recede. - Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.

The War of 1812 had begun. - 1812 Savaşı başlamıştı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

She had no idea how to set about her work. - İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.

I must set about that work without delay. - Gecikmeden o işe başlamalıyım.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

I've never seen him really get down to work. - Onun gerçekten işe başladığın asla görmedim.

We must get down to our homework. - Biz ödevimize başlamalıyız.

başla
commence

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

Commencement is typically the first or second Saturday in April. - Başlangıç genellikle nisan ayının birinci ya da ikinci cumartesisidir.

başla
start off

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

başla
went about
başla
got down to
başla
log#on
arama başlat
(Bilgisayar) start search
bunu kullanarak başlat
(Bilgisayar) start up using
istek başlat
(Bilgisayar) demand start
notu kapak sayfasında başlat
(Bilgisayar) start note on cover page
program başlat
(Bilgisayar) start a program
simge durumunda başlat
(Bilgisayar) start minimized
windows nt'ye oturum başlat
(Bilgisayar) log on to windows nt
başlat