başlatılamadı

listen to the pronunciation of başlatılamadı
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) could not start
başla
begin

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

başla
began

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

You began to learn Esperanto. - Esperanto öğrenmeye başladınız.

başla
(Bilgisayar) run

Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking. - Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

He stopped smoking and started running. - Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.

başla
{f} beginning

The beginning is the most important part of the work. - Başlangıç işin en önemli kısmıdır.

At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. - O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.

başla
log on
başla
begun

The journey has just begun. - Yolculuk henüz başladı.

The War of 1812 had begun. - 1812 Savaşı başlamıştı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

She had no idea how to set about her work. - İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.

I must set about that work without delay. - Gecikmeden o işe başlamalıyım.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

We must get down to our homework. - Biz ödevimize başlamalıyız.

It's time to work now. Let's get down to business. - Şimdi çalışma vakti. İşe başlayalım.

başla
commence

Direct flights between New York and Tokyo commenced recently. - New York ve Tokyo arasında doğrudan uçuşlar son zamanlarda başlamıştır.

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

başla
start off

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

başla
went about
başla
got down to
başla
log#on
başlatılamadı