In order to achieve that, you'll have to take risks.
- Onu başarmak için kendini tehlikeye atmak zorunda kalacaksın.
He was about to achieve great plans.
- O, büyük planlar başarmak üzereydi.
Tom understands what it takes to succeed.
- Tom başarmak için ne gerektiğini anlıyor.
He worked hard in order to succeed.
- Başarmak için çok çalıştı.
To accomplish great things we must not only act, but also dream; not only plan, but also believe.
- Büyük işleri başarmak için sadece hareket etmemeliyiz aynı zamanda hayal kurmalıyız; sadece planlamamalıyız aynı zamanda inanmalıyız.
I want to accomplish something in life.
- Hayatta bir şey başarmak istiyorum.
He must succeed to his father's business.
- O, babasının işini başarmak zorundadır.
No one achieved anything.
- Hiç kimse bir şey başarmadı.
What do you want to achieve in your work?
- İşinde neyi başarmak istiyorsun?
In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
- Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
We've accomplished everything we set out to do.
- Yapmaya kalkıştığımız her şeyi başardık.
Ken finally accomplished what he set out to do.
- Ken sonunda yapmak için yola çıktığı şeyi başardı.
He will without doubt succeed in the exam.
- Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.
You will succeed in the end.
- Sonunda başaracaksın.
Tom has no chance of succeeding.
- Tom'un başarma şansı yok.
Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor.
- Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.
He will without doubt succeed in the exam.
- Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.
I hope that he will succeed.
- Onun başaracağını umuyorum.
Even if it takes me ten years, I am determined to accomplish the job.
- On yılımı alsa bile, işi başarmaya kararlıyım.
If you had helped me, I could have accomplished the work.
- Bana yardımcı olsaydın, işi başarabilirdim.