başarılmamış

listen to the pronunciation of başarılmamış
Türkçe - İngilizce
unachieved
unachievable
unaccomplished
başar
{f} fare

In college, I fared ill with physics and well with chemistry. - Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.

başar
{f} accomplished

Tom accomplished what we thought he wouldn't be able to accomplish. - Tom başaramayacağını düşündüğümüz şeyi başardı.

Ken finally accomplished what he set out to do. - Ken sonunda yapmak için yola çıktığı şeyi başardı.

başar
succeed in

You will succeed in the end. - Sonunda başaracaksın.

He will without doubt succeed in the exam. - Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.

başar
{f} thriving
başar
throve
başar
{f} succeeding

Tom has no chance of succeeding. - Tom'un başarma şansı yok.

Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor. - Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.

başar
brought off
başar
{f} achieving
başar
thrive
başar
{f} thrived
başar
succeed

I worked hard to succeed. - Başarmak için sıkı çalıştım.

He will without doubt succeed in the exam. - Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.

başar
{f} thriven
başar
contrive
başar
{f} contrived
başar
accomplish

Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment. - Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.

Even if it takes me ten years, I am determined to accomplish the job. - On yılımı alsa bile, işi başarmaya kararlıyım.

başar
bringoff
başar
broughtoff
başar
effectuate
başarılmamış