You're something of a troublemaker, aren't you? - Sen biraz baş belasısın, değil mi?
You're something of a troublemaker, aren't you?
Sen biraz baş belasısın, değil mi?
And she is always a troublemaker. - Ve o her zaman bir baş belasıydı.
And she is always a troublemaker.
Ve o her zaman bir baş belasıydı.