bağdaşmak

listen to the pronunciation of bağdaşmak
Türkçe - Türkçe
Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek: "Gerçekle bağdaşmayan ihtiraslar, insanın duygusunu hüzünden tedirginliğe, hatta tiksintiye kadar zorluyor."- T. Buğra. Çocuk oyunlarında arkadaş olmak
Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek
Bağdaş kurup oturmak: "İçerde, peykelere bağdaşmış, sarıkları kirli, sakalları seyrek, kara sarı ihtiyarlar."- A. İlhan
Çocuk oyunlarında arkadaş olmak
Bağdaş kurup oturmak
uygun olmak
bağdaş
Sol ayağını sağ uyluğun, sağ ayağını sol uyluğun altına alarak oturma biçimi
bağdaş
Sağ ayağı sol, sol ayağı sağ uyluğun altına alarak oturma biçimi
bağdaşma
Bağdaşmak işi, imtizaç
bağdaşmak