When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
- Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
Nobody is truly free, because there are people who are slaves of their independence.
- Hiç kimse gerçekten özgür değildir, çünkü bağımsızlıklarının kölesi olan insanlar var.
You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.
- Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.
In those days, America was not independent of the United Kingdom.
- O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.
In the modern age, humans are detached.
- Modern çağda insanlar bağımsızdır.
In those days, America was not independent of the United Kingdom.
- O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.
You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.
- Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.
Tom is a freelance writer.
- Tom bir bağımsız yazar.
Tom and Bill arrived at the conclusion independently of each other.
- Tom ve Bill birbirlerinden bağımsız olarak karara vardılar.
Tom is independently wealthy.
- Tom bağımsız olarak zengin.