Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.
- Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.
He anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.
- O, kızılhaç'a isimsiz olarak büyük bir miktarda para bağışladı.
Tom was pardoned by the governor.
- Tom vali tarafından bağışlandı.
Pardon me for coming late.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
We must not take anything for granted.
- Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz.
There is an urgent need for blood donations.
- Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.
Thank you very much for your generous donation.
- Cömert bağışın için çok teşekkür ederim.
Tom might be willing to donate some money.
- Tom biraz para bağışlamak için istekli olabilir.
You want to donate money, don't you?
- Para bağışlamak istiyorsun, değil mi?
The university's endowment has decreased steadily over the last ten years.
- Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.
I'm giving my old books away.
- Eski kitaplarımı bağışlıyorum.
Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.
- Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.
How much money did Tom donate to charity last year?
- Tom geçen yıl hayır için ne kadar bağış yaptı?
Tom donates half his salary to his favorite charity.
- Tom maaşının yarısını sevdiği hayır kurumuna bağışlıyor.
They are collecting contributions for the church.
- Kilise için bağış topluyorlar.
She is endowed with beauty.
- Güzellik ona bağışlanmış.
He endowed the college with a large sum of money.
- O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.