Nor airless dungeon, nor strong links of iron, Can be retentive to the strength of spirit. Shak.
Do you really want to drop out of high school?
- Liseyi bırakmayı gerçekten istiyor musun?
Unfortunately, I had to drop out of college because I couldn't afford the tuition.
- Maalesef okul ücretini göze alamadığım için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım.
Tom dropped out of the tournament.
- Tom turnuvayı bıraktı.
Tom dropped Mary off in front of John's.
- Tom, Mary'yi John'un evinin önünde bıraktı.
I'm releasing the prisoners.
- Tutukluları serbest bırakıyorum.
We're releasing all the sentences we collect under the Creative Commons Attribution license.
- Topladığımız tüm cümleleri Creative Commons Attribution lisansı altında serbest bırakıyoruz.
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
- Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
He decided to quit smoking.
- Sigarayı bırakmaya karar verdi.
I don't have a cent, let alone a dollar.
- Bırak bir doları bir sentim bile yok
He can't run his own family, let alone a nation!
- Bırak bir ulusu, o kendi ailesini idare edemez.
I should've tried to stop it.
- Onu bırakmayı denemeliydim.
We've been talking about this for hours. Can we just drop it?
- Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?
Tom forgot to release the brake.
- Tom freni bırakmayı unuttu.
Tom forgot where he left his umbrella.
- Tom şemsiyesini nereye bıraktığı unuttu.
We've been talking about this for hours. Can we just drop it?
- Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?