bıkma

listen to the pronunciation of bıkma
Türkçe - Türkçe
Bıkmak işi
bıkmak
Dayanamaz duruma gelmek
bıkmak
Eş dost, konu komşu, sırtımda onu göre göre bıktılar, usandılar."- M. Yesarî
bıkmak
Tekrarlanması, sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek, usanmak: "Sonra bir gün bu hayattan bıkıverdi."- S. F. Abasıyanık
bıkmak
Tekrarlanması, sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek, usanmak
bıkmak
Dayanamaz duruma gelmek: "Giy onu, çıkar onu
bıkma