bıçaklama

listen to the pronunciation of bıçaklama
Türkçe - İngilizce
act of stabbing
stab

She tried to stab me in the back. - O beni sırtımdan bıçaklamaya çalıştı.

The fatal stabbing was sparked by an argument that got out of control. - Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.

stabbings
bıçaklamak
stab
bıçaklamak
get one's knife into
bıçaklamak
chive
bıçakla
{f} stab

He stabbed me in the back! - O beni sırtımdan bıçakladı!

Tom was stabbed to death by someone on the subway. - Tom metrodaki birisi tarafından öldüresiye bıçaklandı.

bıçaklamak
knife
bıçaklamak
stick; carve up
bıçaklamak
to stab, knife
bıçaklamak
to stab, to knife
bıçaklamak
{f} stick
bıçaklamak
carve up
sırtından bıçaklama
stab in the back
Türkçe - Türkçe
Bıçaklamak işi
bıçaklamak
Bıçakla kesmek
bıçaklamak
Bıçakla yaralamak
bıçaklama