bölme

listen to the pronunciation of bölme
Türkçe - İngilizce
division
partition
chamber
hatch
fraction
dividing
(Denizcilik) bulkhead
section
repartition
dividing wall
compartment

The R.M.S. Titanic was divided into 16 watertight compartments. - RMS Titanik 16 tane su geçirmez bölmeye ayrıldı.

I found the secret compartment quite by accident. - Gizli bölmeyi oldukça kazara buldum.

splitting
screen
divisional
screening
septum
partition, dividing wall; room divider
divided, partitioned, separated
bay
closet
hatchway
curtain
division; partition, dividing wall; compartment, bay; bulkhead
divide

The teacher wants us to divide the work on this project. - Öğretmen bu proje üzerindeki işi bölmemizi istiyor.

Tom wanted to unite not divide. - Tom bölmek değil birleştirmek istedi.

(Bilgisayar) split

We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates? - Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?

(Ticaret) split up
allotment
compound
cutout
segmenting
plate

We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates? - Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?

(Bilgisayar) intercept
(Ticaret) sharing
front wall
bulkhead
fractionation
apportionment
segmentation
split to
to split
splitting of
dissepiment
distribution
septa
apportion
scission
dispensation
bölmek
{f} divide

Tom wanted to unite not divide. - Tom bölmek değil birleştirmek istedi.

The only way on Earth to multiply happiness is to divide it. - Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.

bölmek
split

We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates? - Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?

bölme altyordamı
division subroutine
bölme duvarı
partition wall, party wall
bölme ile ilgili
divisional
bölme işareti
division sign
bölme levhası
baffle plate
bölmek
separate
haritayı karelere bölme sistemi
grid
bölme işlemi
dividing
bölmek
break down
böl
divide into
bölmek
{f} rend
bölmek
{f} parcel
bölmek
distribute
bölmek
partition
bölmek
dismember
bölmek
{f} cleave
bölmek
intersect
bölmek
divide into
bölmek
(Ticaret) share
bölmek
disintegrate
bölmek
deal
emir bölme
(Ticaret) order split
frekans bölme
(Elektrik, Elektronik,Teknik) frequency division
uzun bölme
(Bilgisayar) long division
böl
{f} divided

Mother divided the cake into eight pieces. - Anne pastayı sekiz parçaya böldü.

Mother divided the cake into three parts. - Annem pastayı üç parçaya böldü.

böl
hyphenate
böl
{f} forked
böl
divide

The road divides here into two. - Yol burada ikiye bölünür.

The playground is divided into three areas by white lines. - Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.

bölmek
carve up
bölmek
spread
bölmek
disrupt
bölmek
segment
bölmek
barge
bölmek
barge into
bölmek
{f} slice
böl
dividing
bölmek
divide to
bölmek
divvy divvy up
atom bölme
atom splitting
bir daha bölme
subdivision
böl
divvy
böl
split

The inflation issue split the party. - Enflasyon sorunu partiyi böldü.

Let's split the bill today. - Bugün hesabı bölüşelim.

böl
divideinto
bölme işlemi
division
bölmek
portion
bölmek
reduce
bölmek
to separate
bölmek
sever
bölmek
to divide (into), to dismember, to partition, to carve sth up, to cleave; to separate
bölmek
parcel out
bölmek
to divide (something) into (portions)
bölmek
to break (something) apart
bölmek
divvy
bölmek
overslaugh
bölmek
divvy up
bölmek
section
bölmek
branch
bölmek
sectionalize
camlı bölme
glass partition
dikey bölme
(Bilgisayar) vertical split
geçici bölme
provisional partition
gizli bölme
false bottom
hareketli bölme
operable partition
hareketli bölme
movable partition
ikiye bölme
bisection
kafes bölme
mesh partition
koro ile cemaat arasındaki bölme
rood screen
kuru bölme
dry partition
papazlara özel bölme
presbytery
pencere bölme
(Bilgisayar) splitting window
pusula bölme
(Politika, Siyaset) ticket-splitting
sentetik bölme
(Matematik) synthetic substitution
sentetik bölme
(Matematik) synthetic division
sonraki bölme
(Bilgisayar) next pane
tahta bölme
(Çevre) board partition
tarikatlara bölme eğilimi
denominationalism
ucuz tarifeli bölme
coach
uyumlu bölme
(Matematik) harmonic division
yan bölme
sideboard
yatay bölme
(Bilgisayar) horizontal split
yeniden bölme
repartition
üst bölme
(Bilgisayar) top pane
üst bölme
(Bilgisayar) upper pane
Türkçe - Türkçe
Salon, oda veya sofa gibi büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer: "Gözlerimi tabağıma eğmiş bir vaziyetteyim ama, telefon bölmesini âdeta bakmadan görüyorum."- R. H. Karay
Cins kavramlarını tür, alt tür kavramlarına ayırma işi
Büyük bir yeri, alanı küçük oda veya kısımlara ayıran ince duvar veya tahta perde: "Vagonun birine binip bölmelerden birine yerleşti."- M. Ş. Esendal
Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim
Kalın ağaç gövdesinden odun veya tekne yapmak için ayrılan tomruk
çay tabağı
Gemilerin içinde, su baskını, yangın gibi durumlarda, ara kapılar kapanınca arızanın veya hasarın yayılmasını önlemek için kullanılan birbirlerinden ayrılmış yerler
Büyük tepsi
Salon, oda veya sofa gibi büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer
Büyük bir yeri, alanı küçük oda veya kısımlara ayıran ince duvar veya tahta perde
Bölmek işlemi, taksim
bölme işareti
Bölme işleminin yapılacağını ifade eden bölü "/" işareti
Bölmek
(Osmanlı Dönemi) KASM
Bölmek
ayırmak
Bölmek
(Osmanlı Dönemi) HABİH
bölmek
Birliğin bozulmasına yol açmak, parçalamak
bölmek
Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek: "Bir domates aldı, çakıyla dörde böldü."- N. Cumalı
bölmek
Bir niceliği iki veya daha çok eşit parçaya ayırmak
bölmek
Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek
kalanlı bölme
Bölünenden artanın, sıfırdan farklı bir sayı olduğu bölme işlemi
bölme