bölünmemiş

listen to the pronunciation of bölünmemiş
Türkçe - İngilizce
undivided
indiscrete
unipartite
unsplit
bölünmemiş şey
continuum
böl
divide into
böl
{f} divided

The playground is divided into three areas by white lines. - Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.

Mother divided the cake into three parts. - Annem pastayı üç parçaya böldü.

böl
hyphenate
böl
{f} forked
böl
divide

The equator divides the globe into two hemispheres. - Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.

The road divides here into two. - Yol burada ikiye bölünür.

böl
dividing
böl
divvy
böl
split

The inflation issue split the party. - Enflasyon sorunu partiyi böldü.

We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates? - Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?

böl
divideinto
bölünmemiş