The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
Mother divided the cake into three parts.
- Annem pastayı üç parçaya böldü.
The equator divides the globe into two hemispheres.
- Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
The road divides here into two.
- Yol burada ikiye bölünür.
The inflation issue split the party.
- Enflasyon sorunu partiyi böldü.
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?