Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
That crisis threatened to split the nation in two.
- O kriz milleti ikiye bölünmekle tehdit etti.
Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
- Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
There were Jews in Arab countries before the partition of Palestine.
- Arap ülkelerinde Filistin'in bölünmesinden önce Yahudiler vardı.
That crisis threatened to split the nation in two.
- O kriz milleti ikiye bölünmekle tehdit etti.
Mother divided the cake into eight pieces.
- Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
Mother divided the cake into three parts.
- Anne pastayı üç parçaya böldü.
The inflation issue split the party.
- Enflasyon sorunu partiyi böldü.
Tom has a split personality.
- Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.