Others support either the North or the Free State; and so where there is disunity there is dissension.
Mother divided the cake into three parts.
- Annem pastayı üç parçaya böldü.
Tom divided the pie into three equal parts.
- Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.
Mother divided the cake into three parts.
- Anne pastayı üç parçaya böldü.
The playground is divided into three areas by white lines.
- Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
The inflation issue split the party.
- Enflasyon sorunu partiyi böldü.
We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
- Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?