bölümü

listen to the pronunciation of bölümü
Türkçe - İngilizce

bölümü teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

bölüm
(Hukuk) chapter

This book consists of five chapters. - Bu kitap beş bölümden oluşmaktadır.

You will have guessed its meaning by the end of the chapter. - Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.

bölüm
{i} department

He is the manager of the marketing department. - O, pazarlama bölümü yöneticisidir.

This study grant was given to me by the departmental council. - Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi.

bölüm
{i} section

Who's in charge of the sales section? - Satış bölümünün sorumlusu kim?

He was promoted to section chief. - O, bölüm şefliğine atandı.

bölüm
episode

Did you see yesterday's episode? - Dünkü bölümü gördün mü?

I didn't watch Star Wars episode 1. - Yıldız Savaşlarının birinci bölümünü izlemedim.

bölüm
{i} sequence
bölüm
compartment

The bureau drawer has several compartments. - Büro çekmecesinin birçok bölümü var.

bölüm
{i} portion

This portion of the library is off-limits to the public. - Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.

Land occupies the minor portion of the earth's surface. - Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.

bölüm
{i} fraction
bölüm
bit

Hey, what happened in the final episode of 'Tom and Mary'? They broke up, in the end. It was really bittersweet. Oh my! And after being so deeply in love! - Hey, Tom ve Mary'nin son bölümünde neler oldu? Onlar sonunda ayrıldılar. Gerçekten buruktu. Tanrım! Ve bu kadar derinden aşık olduktan sonra!

işletme bölümü
production department
bölüm
class
bölüm
part

In the Quran there is a part about Saint Mary and the birth of Jesus Christ. - Kuran'da Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın doğumu hakkında bir bölüm vardır.

This part of the tune needs some real skill. It took me ages to learn how to play it on the piano. - Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı.

bölüm
(Ticaret) paragraph
bölüm
(Ticaret) component
bölüm
{i} category
bellek bölümü
(Bilgisayar) partition
bölüm
stretch
bölüm
(Muzik) movement
bölüm
passage
bölüm
sector
bölüm
(Tıp) divisio

Sami was transferred to the central traffic division. - Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.

I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division. - Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.

bölüm
water body
bölüm
(Ticaret) element
bölüm
batch
bölüm
portio

Do you have a technical diagram for this portion? - Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?

This portion of the library is off-limits to the public. - Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.

bölüm
rubic
bölüm
subdivision
bölüm
(Bilgisayar) partition
bölüm
(Bilgisayar) dept
bölüm
(Tiyatro) act

The actor was on the stage for most of the play. - Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.

bölüm
sectional
bölüm
proportion

Robert got a small proportion of the profit. - Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..

bölüm
pass

He gave me chapter and verse on how bears pass the winter. - O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.

bölüm
arm

The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years. - Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.

bölüm
{i} segment

Tom often rings the radio station to give his opinion on the talk-back segment. - Tom cevap verme bölümünde fikrini vermek için sık sık radyo istasyonunu arar.

disk bölümü
(Bilgisayar) partition
disk bölümü
(Bilgisayar) volume
enerji bölümü
doe -the department of energy
enerji bölümü
(Otomotiv) the department of energy
finans bölümü
(Ticaret) finance department
gece bölümü
night school
güvenlik bölümü
(Turizm) security department
iktisat bölümü
department of economics
paketleme bölümü
(Ticaret) packing department
sonuç bölümü
conclusion
stok bölümü
department store
veri bölümü
(Bilgisayar) data segment
bölüm
quotient
bölüm
septum
bölüm
instalment
bölüm
bay
bölüm
side
bölüm
repartition
bölüm
segmentation
bölüm
contingent
bölüm
branch
bölüm
breakup
bölüm
leg
parçası/bölümü
(Askeri) part of
Bölüm
episodes of
acil servis bölümü
emergency department
acil servis bölümü
emergency room
acil servis bölümü
emergency ward
ağacın üst bölümü
top part of the tree, upper part of the tree
bölüm
the part
bölüm
chapters

This book consists of five chapters. - Bu kitap beş bölümden oluşmaktadır.

I only read the first three chapters. - Sadece ilk üç bölümü okudum.

büyük bir bölümü
A large part
sinema televizyon bölümü
1. department of cinema and television arts2. school of cinematic arts

After his graduation, he did his post-graduation studies at the Department of Cinema and Television Arts.

Eski ahit'te daniel bölümü
Daniel
bagaj bölümü
hold
birincil bellek bölümü
(Bilgisayar) primary partition
birincil dos bellek bölümü
(Bilgisayar) primary dos partition
biyoloji bölümü
(Biyoloji) biology department
biyoloji bölümü
department of biology
burç bölümü
bushing section
bölüm
installment
bölüm
chapter , division (math) , quotient , section
bölüm
fragment

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

bölüm
squad
bölüm
portion, slice, part, division, chapter, section
bölüm
cantle
bölüm
part, bay; portion, division; chapter, instalment; passage; quotient; department
bölüm
division

I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division. - Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.

Sami was transferred to the central traffic division. - Sami, merkezi trafik bölümüne transfer edildi.

bölüm
desk
bölüm
instal(l)ment
büyük bölümü
most of

I was in Boston most of last summer. - Geçen yazın büyük bölümünde Boston'daydım.

The climate here is warm for most of the year. - Burada iklim yılın büyük bölümünde sıcaktır.

büyük bölümü
the best part of
cenaze için yapılan akşam duasının açılış bölümü
placebo
cinsel iş bölümü
sexual division of labour
daktilo yazanlar bölümü
(Hukuk) typing pool
dilbilim bölümü
department of linguistics
dilbilim bölümü
(Dilbilim) linguistics department
direksiyon yatağı bölümü
guide bearing half
doküman bölümü
(Askeri) documents division
dosya bölümü
file extent
ekinin artık bölümü
roughage
ekonomi bölümü
economics department
emme bölümü
(Otomotiv) intake trunking
esir kampı tali bölümü
(Askeri) prisoner of war enclosure
etiket konumlama bölümü
label folding section
felsefe bölümü
philosophy department
filozofi bölümü
department of philosophy
fizik bölümü
physics department
fizik bölümü
department of physics
fuarda panayır bölümü
midway
genel hizmet bölümü
(Ticaret) general service department
girdi bölümü
input section
giriş bölümü
prolog
giriş bölümü
prologue
hazine bölümü
(Ticaret) treasury department
hesabın alacak bölümü
contra
hukuk bölümü
(Eğitim) department of law
işlem bölümü
procedure division, processing section
kabin bölümü
cab section
kabin üst bölümü
cabp section
kafatasının üst bölümü
skullcap
kalın bağırsağın kolon bölümü
colon
kayıt bölümü
record section
kazan bölümü
boiler section
kazan su bölümü
boiler water leg
keman bölümü
(Muzik) violin section
kilisenin vaftiz bölümü
baptistery
kilisenin vaftiz bölümü
baptistry
kimya bölümü
(Kimya) chemical department
kimya bölümü
chemistry department
kol bölümü
arm section
kontluk bölgesinin bir bölümü
wapentake
kumanda bölümü
(Havacılık,Teknik) control compartment
kuyruk bölümü
(uçak) empennage
kütük bölümü
file section
manifold bölümü
branch pipe
matematik bölümü
mathematics department
matematik bölümü
department of mathematics
mesaj bölümü
message slot
mesaj kismi / bölümü
message slot
mesaj kısmı / bölümü
message slot
montaj bölümü
assembling department
motor bölümü
(Otomotiv) engine compartment
motor bölümü
engine bay
muhasebe denetim bölümü
(Ticaret) auditing department
payın küçük bölümü
fraction of share
personel bölümü
personnel department
petek gözü bölümü
(Arılık) cell division
planlama bölümü
planning department
planlama sistemleri bölümü
(Askeri) planning systems division
plazmanın organizmanın niteliğini saptayan bölümü
idioplasm
proje bölümü
(İnşaat) project department
psikoloji bölümü
(Tıp) psychology department
referans bölümü
(Askeri) refer-to box
referans bölümü
(Askeri) reference box
rekabet bölümü
competition department
reklam bölümü
(Reklam,Ticaret) advertising department
rezervasyon bölümü
(Turizm) reservation department
ritim bölümü
rhythm section
sahanın kaleye yakın bölümü
infield
sanat bölümü
art department
savunma bölümü
department of defense
savunma bölümü
(Kanun) defense department
sevkiyat bölümü
shipping room
sonuç bölümü
epilogue
sonuç bölümü
epilog
sosyoloji bölümü
department of sociology
sosyoloji bölümü
sociology department
su bölümü çizgisi geog
watershed, water parting
tabii iş bölümü
natural division of labour
tahliye bölümü
outlet case
tanıtım bölümü
(Bilgisayar,Teknik) identification division
tarih bölümü
department of history
tarih bölümü
history department
veri bölümü
data division
yolcu bölümü
car
yüzün bir bölümü
feature
yılın büyük bölümü
large part of the year
zekâ bölümü
intelligence quotient
zekâ bölümü
IQ, intelligence quotient
çevre bölümü
environment division
öğütme bölümü
crushable bin
öğütme bölümü
crushable zone
üretim bölümü
shop floor
ıncilin son bölümü
apocalypse
Türkçe - Türkçe

bölümü teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

bölüm
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım: "Asıl yalıya bitişik bir binada, belki de eski selamlık bölümünde idiler."- R. H. Karay
iş bölümü
Bir işi, iki veya daha çok kişi arasında bölme
iş bölümü
Bir toplumsal üretim düzeni içindeki değişik görev ve hizmetlerin, toplumun üyeleri, kümeleri arasında karşılıklı bağımlılık ilişkileri içinde bölünmesi
Bölüm
(Osmanlı Dönemi) FASL
Bölüm
seksiyon
bölüm
Çağ, devir
bölüm
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman
bölüm
Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı
bölüm
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Çağ, devir: "O gün edebiyat tarihinde hecenin beş şairi diye bir bölüm açanların üçü orada tanıştılar."- Y. Z. Ortaç
bölüm
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım
bölüm
Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
bölüm
Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon
su bölümü çizgisi
Komşu iki akarsuyun beslenme teknelerini ayıran çizgi
zeka bölümü
Bir kimsenin zihin gücünün hangi düzeyde bulunduğunu gösteren değer
bölümü