partiye bendi de götürün.
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
I can't bring myself to trust his story.
- Ben onun hikayesine inanamıyorum.
Put yourself in my position.
- Kendini benim yerime koy.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
An egoist is someone who thinks only about himself, and not about me.
- Bir egoist, beni değil de sadece kendisini düşünen birisidir.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
He tried to get me to help him.
- Beni ona yardım ettirmeye çalıştı.
Please get me hotel security.
- Lütfen beni otel güvenliğine götürün.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.