The recoil reduces the weapon's accuracy.
- Geri tepme, silahın hassasiyetini azaltır.
Recycling reduces pollution and waste.
- Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
The war diminished the wealth of the country.
- Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
Sales fell off in the third quarter.
- Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
They should decrease the sugar in these muffins.
- Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
- Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
The country is aiming at decreasing its imports.
- Ülke ithalatını azaltmayı hedefliyor.
Our sales are decreasing.
- Satışlarımız azalıyor.
The population of this country is gradually diminishing.
- Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.
His income was diminished by half after retirement.
- Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
The medicine decreased his pain.
- İlaç onun acısını azalttı.
Since 1990, methane emissions have decreased by 11%.
- 1990'dan beri metan salımları %11 oranında azalmıştır.