We'll do a little at a time.
- Bir seferde azıcık iş yapacağım.
Don't be afraid to break the rules a little.
- Kuralları azıcık ihlal etmekten korkma.
He gave the boy what little money he had.
- Sahip olduğu azıcık parayı çocuğa verdi.
I gave her what little information I had.
- Sahip olduğum azıcık bilgiyi ona verdim.
I'm not surprised one bit.
- Ben azıcık şaşırmadım.
I don't like it one bit.
- Bunu azıcık sevmiyorum.