That's against the contract.
- O, sözleşmeye aykırıdır.
Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
- Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
What they say is contradictory to their feelings.
- Söyledikleri şeyler hissettiklerine aykırı.
The result was contrary to his expectations.
- Sonuç onun beklentilerine aykırıydı.
What he has said is contrary to fact.
- Onun söylediği gerçeğe aykırıdır.
If you cross with a red light, it's against the law.
- Kırmızı ışığı geçerseniz, bu, yasaya aykırıdır.
I had a contrary opinion to the plan.
- Plana aykırı bir görüşüm vardı.
What he has said is contrary to fact.
- Onun söylediği gerçeğe aykırıdır.
Tom and Mary are outsiders.
- Tom ve Mary aykırı tipler.
It is not immoral to be wealthy.
- Varlıklı olmak ahlaka aykırı değildir.
It is not immoral to be rich.
- Zengin olmak ahlaka aykırı değildir.
It was unprofessional.
- O meslek kurallarına aykırı.