ayarlamak

listen to the pronunciation of ayarlamak
Türkçe - İngilizce
arrange
adjust

We had to adjust everything. - Her şeyi ayarlamak zorunda kaldık.

Everyone has to adjust. - Herkes ayarlamak zorunda.

regulate
set

I'd like to set things straight. - Ben düzgün şeyler ayarlamak istiyorum.

We have to set the scene for negotiations. - Biz müzakereler için sahne ayarlamak zorundayız.

draw up
time
calibrate
measure
justify
(Otomotiv) align
get
chat up
(Ticaret) gauge
(İnşaat) modulation
(Mekanik) tune-up
tune in
adjustment

Obviously the adjustment was hard. - Açıkçası ayarlamak zordu.

tune up
wangle
line up
frame
caliber
configure
fit
(Havacılık) set for
modulate
arrange for
supply
tone
to regulate, fix, set, adjust
lay on
assay
adjust , calibrate
square
to adjust, to tune, to regulate, to fix, to set; to fix sb up (with sth); to supply, to get, to lay sth on; to chat (a girl) up
collimate
fix up
to assay, test, gauge
standardize
trim
gear
reset
proportion
tune
scale
syntonize
to arrange, put in order
{f} budget
focalize
contrive
key
fix sb up with sth
{f} calculate
coordinate
ayarlama
(Mühendislik) adjustment

Obviously the adjustment was hard. - Açıkçası ayarlamak zordu.

Life is all about adjustments. - Hayatın hepsi ayarlamalarla ilgilidir.

ayarlama
arrangement
hızını ayarlamak
pace
ayarlama
calibration
ayarla
adjust

Check and adjust the brakes before you drive. - Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın.

Tom tried to adjust the temperature of the shower. - Tom duşun sıcaklığını ayarlamaya çalıştı.

ayarlama
regulation
ayarlama
tuning
ayarla
(Bilgisayar) setup
ayarlama
levelling
ayarlama
(Bilgisayar) set

Don't forget to set your alarm clock. - Çalar saatini ayarlamayı unutma.

Tom forgot to set his alarm clock. - Tom çalar saatini ayarlamayı unuttu.

ayarlama
(Kanun) fixing
ayarlama
positioning
ayarlama
trimming
ayarlama
setting

Tom had a little trouble adjusting the settings. - Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.

Tom is just finishing setting up. - Tom sadece ayarlamayı bitiriyor.

ayarlama
(Ticaret) manipulation
ayarlama
(Bilgisayar) tune for
ayarlama
throttling
birbirine göre ayarlamak
coordinate
ayarla
configure
ayarla
{f} tune

Tom had his piano tuned. - Tom piyanosunu ayarlattı.

Tom tuned his guitar. - Tom gitarını ayarladı.

ayarla
{f} adjusting

Tom had a little trouble adjusting the settings. - Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.

ayarla
tune in
ayarla
{f} tune up
ayarla
{f} tuned

Tom tuned his guitar. - Tom gitarını ayarladı.

Tom had his piano tuned. - Tom piyanosunu ayarlattı.

ayarla
modulate
ayarla
{f} setting

Use the highest heat settings only when you're ironing fabrics made of natural fibers like cotton or linen. - Sadece pamuk ve keten gibi doğal liflerden yapılmış kumaşları ütülerken en yüksek ısı ayarlarını kullanın.

Adjust the setting of the alarm clock. - Çalar saatin ayarını ayarla.

ayarla
{f} tuning
ayarla
calibrate

Have you calibrated your monitor? - Monitörünüzü ayarladınız mı?

ayarla
{f} modulated
ayarlama
standardization
ayarlama
adjusting

Tom had a little trouble adjusting the settings. - Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.

ayarlama
gauging
ayarlama
tune-up
saat ayarlamak
time to adjust
ayarla
adapted
ayarla
adjusted

Tom adjusted his glasses. - Tom gözlüğünü ayarladı.

I had the brakes of my bicycle adjusted. - Bisikletimin frenlerini ayarlattım.

ayarla
preset
ayarla
{f} set

Tom forgot to set his alarm clock. - Tom çalar saatini ayarlamayı unuttu.

She asked him to adjust the TV set. - Ondan TV setini ayarlamasını rica etti.

ayarlama
setting up

Tom is just finishing setting up. - Tom sadece ayarlamayı bitiriyor.

ayarlama
fitting
ayarlama
adjustement
ayarlama
adjustment, gauging, regulation
ayarlama
(Hukuk) arrangement, adjustment
ayarlama
tune up
ayarlama
assay
ayarlama
tuneup
ayarlama
settingup
ayarlama
timing
ayarlama
modulation
basıncını ayarlamak
pressurize
basıncını ayarlamak
adjust the cabin pressure inside an airplane; keep nearly normal atmospheric pressure inside (an airplane)
boyutlarını ayarlamak
dimension
dozunu ayarlamak
dose
dozunu ayarlamak
to proportion correctly, to mix in the correct proportions
en iyi sonucu alacak şekilde ayarlamak
orchestrate
fiyat ayarlamak
to adjust prices
istasyona ayarlamak
(radyo) tune
istasyona ayarlamak
tune to
kartları ayarlamak
stack the cards
odağı ayarlamak
focalize
odağı ayarlamak
focus
oturacağı yeri ayarlamak
reseat
perdesini ayarlamak
(ses) pitch
saati ayarlamak
1. to set a watch or clock in accordance with the correct time. 2. to adjust a watch or clock (so that it doesn't go too fast or too slow)
saati ayarlamak
to set a watch
satır uzunluğunu ayarlamak
justify
sesi ayarlamak
modulate
sıfıra ayarlamak
zero
tekrar ayarlamak
readjust
tonunu ayarlamak
tone
yarışta hızı ayarlamak
set the pace
yatağını ayarlamak
reseat
zamana göre ayarlamak
trim with the times
önceden ayarlamak
prearrange
önceden ayarlamak
pre engage
önceden ayarlamak
put up
şartları ayarlamak
load the dice
ayarlamak