You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
- İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
Sometimes reality and fantasy are hard to distinguish.
- Bazen gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
The twins were so alike that it was difficult to tell them apart.
- İkizler o kadar benziyorlardı ki birbirinden ayırt etmek zordu.
It's impossible to tell the Jackson twins apart.
- Jackson'ın ikizlerini ayırt etmek imkansız.