ayıklamak

listen to the pronunciation of ayıklamak
Türkçe - İngilizce
weed out

What are the criteria you use to weed out undesirable candidates? - İstenmeyen adayları ayıklamak için kullandığınız ölçütler nelerdir?

sort

I spent several days sorting through her papers. - Onun kağıtlarını ayıklamak için birkaç gün harcadım.

select
comb out
weed up
to clean, pick, sort (rice, vegetables, etc.)
to sort sth out; to clean, to pick, to shell
to shell (peas, beans, nuts). Ayıkla pirincin taşını! (Konuşma Dili) (Pick the stones out of the rice.) What a mess!
clean out
pick over
pick
grub up
sort out
winnow
(Havacılık) sift
bone
sort something out
shell
(Gıda) clean
debug
cream
to extract
kabuğunu ayıklamak
husk
ayıkla
(Bilgisayar) extract
ayıklama
(Biyokimya) elimination
ayıklama
shelling
ayıklama
weeding
ayıklama
sorting sth out
ayıklama
picking
ayıklama
(Bilgisayar) debugging
ayıkla
{f} debug
ayıkla
pick over
ayıklama
{i} debug
ayıklama
combout
ayıklama
purge
ayıkla
winnow
ayıklama
sifting
ayıklama
sorting, picking out (the usable from the refuse)
ayıklama
shelling (of peas, beans, nuts)
ayıklama
cleaning
ayıklama
sorting sth out; cleaning, picking, shelling; debugging
ayıklama
selecting
ayıklama
housecleaning
bitlerini ayıklamak
delouse
eleyerek ayıklamak
sift out
hata ayıklamak
to debug
kabuğunu ayıklamak
to hull
kemiklerini ayıklamak
to bone
kemiklerini ayıklamak
bone
kılçıklarını ayıklamak
string
kılçıklarını ayıklamak
a) (balık) to bone b) (fasulye) to string
nope ayıklamak
(Tekstil) burl
pamuk tiftiğini ayıklamak
lint
pamuğun çekirdeklerini ayıklamak
gin
pullarını ayıklamak
scale off
pullarını ayıklamak
to scale
pullarını ayıklamak
scale
pürüz ayıklamak/temizlemek
to smooth away the obstacles (to something); to get rid of the snags (in something)
sapını ayıklamak
tail
Türkçe - Türkçe
Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri veya maddeleri ayırıp çıkarmak, temizlemek
Bir görevde gereksiz görülenleri işinden ayırmak
Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri veya maddeleri ayırıp çıkarmak, temizlemek: "Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım."- A. Gündüz
ayıklama
Ayıklamak işi
ayıklama
Ayıklamak işi: "Tepsiye üç ölçü pirinç koydu, pencere ışığında ayıklamaya başladı."- O. Rifat
ayıklamak