O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Natto berbat kokuyor, ama lezzetli.
- Natto smells awful, but tastes delicious.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Berbat bir şey olacağına dair içimde kötü bir his var.
- I have a nasty feeling something awful is going to happen.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
And then she stopped, and stood as if in awe / (For sleep is awful) .
I have learnt an awful amount today.
My socks smell awful.