Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.
- The sound of an awful scream made him shudder.
Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
O, korkunç bir gündü.
- That was an awful day.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Natto kötü kokmasına rağmen, lezzetlidir.
- Although natto smells awful, it is delicious.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
And then she stopped, and stood as if in awe / (For sleep is awful) .
I have learnt an awful amount today.
My socks smell awful.