Neden haberdar değildim?
- Why was I not informed?
Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Bu program sizin bilgili kalmanızı sağlar.
- This programme allows you to stay informed.
Biz seni bilgili tutacağız.
- We'll keep you informed.
Mektup onun ölümüyle ilgili onu bilgilendirdi.
- The letter informed her of his death.
Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum.
- I read the newspaper to keep myself informed.