He trusted his defense attorney.
- O savunma avukatına güvendi.
Could you find me an attorney?
- Bana bir avukat bulur musunuz?
A lot of clients come to the lawyer for advice.
- Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
Where can I get hold of a good tax lawyer?
- Nereden iyi bir vergi avukatı bulabilirim?
I believe he is not an advocate.
- Ben onun bir avukat olmadığına inanıyorum.
Tom played the role of devil's advocate at the brainstorming meeting.
- Tom, beyin fırtınası toplantısında şeytanın avukatı rolünü oynadı.
I asked the solicitor to make out my will.
- Avukattan vasiyetimi yazmasını rica ettim.
I'll let you know my decision after I have consulted my solicitor.
- Ben, benim avukatıma danıştıktan sonra, kararımı bildireceğim.
She practised as a barrister for many years.
- O yıllarca bir avukat olarak çalıştı.