Şüpheli tutuklanmaktan kaçınmak istedi.
- The suspect wanted to avoid being arrested.
Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.
- He took a detour to avoid the heavy traffic.
Fişekler ısı arayan füzeleri önlemek için kullanılır.
- Flares are used to avoid heat-seeking missiles.
Jeff ve Mia boşanmayı önlemek için son bir çaba sarfediyorlar.
- Jeff and Mia are making a last ditch effort to avoid a divorce.
Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.
- I swerved to avoid hitting a skunk.
Ben yüzmeyi iyi bilmediğim için, boyumu aşan yerde yüzmekten sakınırım.
- As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
Benden sakındığını biliyorum.
- I know you've been avoiding me.
Sami, tutuklamaktan kurtulmak için Mısır'a kaçtı.
- Sami fled to Egypt to avoid arrest.
Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al.
- Take lots of vitamin C to avoid catching cold.
Vergi minimizasyonu ve vergiden kaçınma arasında ince bir çizgi var.
- There's a fine line between tax minimization and tax avoidance.
Tom bütün gün Mary'den kaçınmaktadır.
- Tom has been avoiding Mary all day.
Tom kavgalardan kaçınmakta iyidir.
- Tom is good at avoiding fights.
Kaza tamamen önlenebilirdi.
- The accident was entirely avoidable.
Bu önlenebilir bir hataydı.
- It was an avoidable mistake.
Kaçınılabilir maliyetleri kısmak istiyorum.
- I want to cut down any avoidable costs.
And therewith anone cam another knyght of the castell; and he was smyttyn so sore that he avoyded hys sadyll.
The devyll sayde unto hym: all these will I geve the, iff thou wilt faull doune and worship me. Then sayde Jesus unto hym. Avoyde Satan.
... individuals to avoid either raising the deficit or burdening the middle class. It's ' it's ...
... And so I wanted to avoid doing a paper one day. ...